Selam dünya yeniden böyle kıpır kıpır fıkır fıkır bir yazı yazmak istiyorum ama keyfim yerindeyken aklımadaki cümleleri toparlamak kolay olmuyor bir türlü, dağılıp gidiyorum. En son keyfimi yerine getiren şey çok sevdiğim arkadaşlarımdan birinin en sonunda istediği işe sahip olması, birde basketbol gönüllüsü olmuştum ordan aradılar . Uh Ah dev adam 12 dev adam ‘ın bana ihtiyacı varmış. Gidip bi bakıcam elimden ne gelirse artık. Yine olmuyor satırlarım samimiyetsiz kalıyor çünkü bunlar benim kendimi avuttuğum küçük mutluluk kırıntılarım hayata karşı verdiğim savaşta umut zırhlarım, aygın baygın izlediğim dizilerde ki toz pembe yada bu aralar can yakan haberlerden uzak tutan, küçük tebessümlerim hala bir yerlerde bir umudun olduğunu, isteyince oluyor yeterki sabretmesini bilmeli gibi repliklerin boşa çıkmayacağını gösteren, küçük ama sağlam umutlarım bunlar, keyfimi yerine getiren minik puzzle parçalarım.
Hayat bir şarkı gibi geliyor şu aralar kulağıma Melih Kibar’ın Hababam Sınıfı için yaptığı beste gibi; düşük ritimde hüzünlü, hızlı ritimde eğlenceli. Benim notalarım, melodim belli, Yalnız enstrüman bulamadım henüz, doğru tınıları çıkartan. Bulduklarım hep akordları bozuk yada bozuk plak gibi öğrenmişler bi kaç nota red ediyorlar, başka ses çıkartmam, çıkartamam diye. Eee bünye meselesi tabii herkes kaldıramaz, her enstrümandan doğru ses çıkmaz, notalar hep aynı olsada
Önce bi Do sonra bi Re alayım yavaş yavaş çıkıverir şarkım ortaya zamanla…